Korozyon Nedir
Genel anlam olarak korozyon "bir malzemenin kimyasal, elektro-kimyasal veya malzeme ve çevre arasındaki metalürjik etkileşim yoluyla normal işlevini yerine getiremeyecek şekilde yıpranmaya maruz kalması" olarak tanımlanabilir. Genelde bu yavaş fakat sürüp giden bir karakterde oluşur. Bazı durumlarda korozyon etkileri ince yapışkan bir film şeklinde sadece metali lekelemek suretiyle ortaya çıkar ve takip eden korozyonu geciktirici bir etkiye sahip olabilir. Çoğu durumda ise korozyona uğrayan ürün iri ve gözenekli bir yüzey karakterine bürünür ve korunmasızdır.
Endüstrinin en önemli problemlerinden bir tanesi olan korozyon, her yıl endüstride milyarlarca dolarlık zarara neden olur. Konu hakkında büyük bir bilgi donanımına sahip olunmasına rağmen korozyon, karışık bir problemdir ve çok geniş araştırmalara rağmen hala öğrenilecek çok şey vardır. Direkt kimyasal etkiler gibi bazı durumlarda, korozyon yüksek oranda kaçınılmaz hale gelebilir.
Korozyonun temel nedeni metallerin arıtılmış saf formlarında kararsız olmalarından kaynaklanmaktadır. Metaller daima doğada bulundukları şekildeki formlarına tekrar geri dönme eğilimindedirler.
Elektro-Kimyasal Prensipler
Korozyon metalin bir parçasının veya tamamının metalik durumdan iyonik duruma dönüşmesinin neden olduğu elektro-kimyasal bir süreçtir. Korozyon metalin belirli bir yüzeyiyle bir elektrolit taraf arasında bir akımına ihtiyaç duyar. Elektrolit iyon içeren herhangi bir çözeltidir. Örneğin saf su eşit miktarlarda pozitif yüklü hidrojen iyonları (H+) ve negatif yüklü hidroksil (OH-) iyonları içerir.
Bu durumda elektrolit normal su, tuzlu su veya asit veya herhangi bir yoğunlaşmış alkalin çözeltileri olabilir. Elektrik akımını tamamlamak için her zaman biri anot, diğeri katot olmak üzere iki tane elektrota ve bunların bağlanmış olmasına ihtiyaç vardır. Elektrotlar iki farklı metal veya aynı metal üzerindeki iki farklı alan olabilir. Anot ve katot arasındaki birleşme metalik bir köprü yoluyla ve genelde basit bir kontakla sağlanır. Elektrik akımın oluşabilmesi için elektrotlar arasında potansiyel bir farkın olması gerekir.
Eğer basit bir demir parçasını hidroklorik asit çözeltisi içine koyarsak, yoğun bir hidrojen gazı oluşumunu gözleriz. Metalin yüzeyinde çok küçük inklüzyon olarak adlandırılan kalıntılar, yüzey düzensizlikleri, farklı stres oluşumları, alanları ve farklı hücre yönelimleri veya beklide çevre şartlarındaki değişimlerin sebep olduğu sayısız ince anot ve katot alanları vardır. Bu şartlar şematik olarak Şekil-1 'de gösterilmektedir. |
|
Şekil-1: |
|
Korozyonun devam etmesi için anot ve katottan korozyon tabakalarını çıkarmak gerekir. Bazı durumlarda katotta hidrojen gazı oluşumu çok yavaştır ve metalin yüzeyindeki hidrojen tabakasının oluşumu reaksiyonu yavaşlatır. |
Anot ve katot süreçlerinin ürünleri sıkça çözelti içinde birbirleriyle karşılaşarak reaksiyona girerler ve birçok bilinen ve gözle görülebilen korozyon ürünlerinin oluşumuna neden olurlar. |
|
Şekil-3: |
Korozyonu Etkileyen Faktörler
Korozyonu etkileyen en önemli faktörlerden bir tanesi, birbirlerine bağlandığında veya bir elektrolit çözeltinin içine sokulduklarında farklı metallerin oluşturdukları potansiyel elektrik farkıdır. Bu potansiyel, anotik ve katotik bölgelerin kimyasal doğaları nedeniyledir. Bazı metallerin hidrojenle karşılaştırıldıklarında Anodik olabildikleri gösterge değerleri Tablo-1 'deki standart "Elektro-hareket Gücü Serileri" tablosunda verilmektedir. Standart hidrojen hücresinin değeri sıfır alınarak, karşılaştırmalı olarak metallerin elektrot potansiyel değerleri görülmektedir. Bu değerler azalan bir sıralamayla verilmektedir. Daha aktif metaller listenin en başına, listenin sonundaki metallere oranla çözelti içinde çözülmeye daha güçlü bir eğilim göstermektedirler. Elektro-Hareket Serileri, yalnızca serilerin tanımlandığı şartlar altındaki metalleri içerir. Özellikle tuz çözeltisi içeren elektrolit çözeltilerdeki çalışılan metaller dahil edilmiştir. Gerçek çalışma şartlarında, diğer elektrolit çözeltilerde davranışları farklı olabilir. Elektro-Hareket Serileri yerine, çok geniş bir çevre şartlarında metallerin bileşimleri üzerine yapılan deneyde benzer "Galvanik Seri" 'ler kullanılır. Burada "galvanik" elektrik akımı üreten ve kullanan anlamındır. Tablo-2 bazı metaller ve alaşımlar için deniz suyunda yüksek hızla hareket eden örnekler vermektedir. Bu listenin üstündeki malzemeler anodik olup ve korozyona maruz kalırken, listenin altındaki malzemeler katodik olup galvanik korunmaya sahiptirler. İki metalin arasındaki elektriksel potansiyel farkı galvanik serisinde aralarındaki farkla bağlantılıdır. Galvanik listedeki birbirine yakın malzemelerin birleştirilmesi korozyonun, birbirine uzak malzemelerin birleştirmesinden daha yavaş gerçekleşmesine neden olur. |
|
Tablo - 1 |
Elektro - Hareket Gücü Serileri |
|||
Elektrot Reaksiyonu |
Standart Elektrot Potansiyeli, E º |
Elektrot Reaksiyonu |
Standart Elektrot Potansiyeli, E º |
|
K = K+ + e- |
-2,922 |
Co = Co++ + 2e- |
-0,277 |
|
Ca = Ca++ + 2e- |
-2,87 |
Ni = Ni++ + 2e- |
-0,250 |
|
Na = Na+ + e- |
-2,712 |
Sn = Sn++ + 2e- |
-0,136 |
|
Mg = Mg++ + 2e- |
-2,34 |
Pb = Pb++ + 2e- |
-0,126 |
|
Be = Be++ + 2e- |
-1,70 |
1/2H2 = H+ + e- |
-0,000 |
|
Al = Al3+ + 3e- |
-1,67 |
Cu = Cu++ + 2e- |
0,345 |
|
Mn = Mn++ + 2e- |
-1,05 |
Cu = Cu+ + e- |
0,522 |
|
Zn = Zn++ + 2e- |
-0,762 |
Ag = Ag+ + e- |
0,800 |
|
Cr = Cr3+ + 3e- |
-0,71 |
Pd = Pd++ + 2e- |
0,83 |
|
Ga = Ga3+ + 3e- |
-0,52 |
Hg = Hg++ + 2e- |
0,854 |
|
Fe = Fe++ + 2e- |
-0,440 |
Pt = Pt++ + 2e- |
1,2 |
|
Cd = Cd++ + 2e- |
-0,402 |
Au = Au3+ + 3e- |
1,42 |
|
In = In3+ + 3e- |
|
Au = Au+ + e- |
1,68 |
|
Spesifik Korozyon Tipleri
Spesifik Korozyon tanımı genelde endüstriyel uygulamalardaki belirgin korozyon çeşitleri için kullanılır. Metalin tüm yüzeyi aynı oranda paslandığında buna uniform korozyon denir. Bu tip korozyon tipine metallerde pek rastlanmaz çünkü çok nadiren metaller homojen bir halde bulunur.
Çekirdeklenme (Çukurcuklaşma) Korozyonu
İnklüzyonlar, gözle görülemeyen açık bölgeler nedeniyle metallerdeki homojen olmayan bölümlerde görülür. Bu homojen olmayan bölümler metalde potansiyel farkları oluşturup derin izole edilmiş deliklerin oluşumuna neden olurlar. Gözle görülemeyen yüzeydeki küçük düzensizliklerin neden olduğu küçük bir bölgede başlayan çukurcuk, hızla büyüyerek geniş bir girinti şeklini alır. Bu girintinin devamında metal yüzeyinin altında çukur genişler. Daha sonra oluşan metal kabuğu da çökerek, yüzeydeki korozyonun neden olduğu çukur ortaya çıkar. Şekil-4 deniz suyuna sokulmuş bir metal yüzeyinde oluşan çekirdeklenme korozyonunu göstermektedir. Koruyucu katmanda oluşacak ufak bir açıklık çekirdeklenme korozyonunun başlamasına neden olur. Örneğin eski otomobil tamponlarındaki krom kaplama (eğer kaplamaysa) çatladığında çekirdeklenme korozyonu başlar. |
|
Kovuklaşma Korozyonu
Şekil-5 'de görüldüğü üzere, kabarcıkların ve kavukların sıvı içerisinde çökmesiyle oluşur. Yüzeye uygulanan tekrarlanan yükler gibi, bir yüzey ve sıvı arasındaki vibrasyon hareketi bu kabarcıklar düzenli olarak oluştuğu ve çöktüğü veya patladığı zamanlarda büyük streslere neden olur. Bu çöküntüler veya patlamalar, yavaş yavaş yüzeyden parçacıklar koparmaya ve sonunda da çukurlar ve girintilere neden olan yüksek stres darbeleri oluştururlar. Paslanmaz çelikler kovuklaşma korozyonuna karşı çok iyi bir dirence sahiptirler. Fakat dökme demir, bronz ve çelik dökümlerin bu korozyon tipine karşı dirençleri düşüktür. |
|
Aralık (Çatlak) Korozyonu
Korozyon ortamına maruz kalan iki metalin birleşme, tutma bölgelerindeki korozyon oluşumudur. Birleşme noktalarındaki küçük aralıkların genelde daha fazla çözelti ihtiva etme durumları ve bu ıslaklığın veya çözeltinin kurumasının diğer bölgelere göre daha uzun süre aldığını biliriz. Aynı şekilde bu aralıklar, normal çalışma şartlarında da, sıvı veya çözelti içindeyken de korozyona sebep olurlar. Şekil - 6 'da da görüldüğü gibi, oksijen yoğunlaşması içinde oluşan bir potansiyel fark nedeniyle korozyona meyilli şartlar yaratılmış olur. |
|
Yıpranma Korozyonu
Sıkı bağlantı ara yüzeylerinde, yüksek yük altındaki yüzeylerde çarpma, darbe veya sürtünmeye bağlı olarak oluşan vibrasyonla meydana gelen genel bir yüzey yıpranma türüdür. Bu tür korozyonlar, preslenerek veya mengeneyle sıkı bir şekilde geçirilmiş ve anlık değişken yükler altında çalışan parçalarda görülür. Yıpranma korozyonu dişlilere zarar verir, ölçülerini bozar ve yorulma mukavemetlerini düşürür. |
|
Taneler arası Korozyon
Alaşımlarda taneler (veya hücreler) arasında potansiyel farkı oluşmasıyla meydana gelen bir korozyondur. Bu tür korozyonlar genelde katı bir çözelti içinde çökelen bir başka fazın oluşumuyla meydana gelir. Çökeltilerin tane sınırlarında oluşumu çok daha hızlı olduğundan dolayı, tane sınırlarının çevresindeki bölgeler çözünen element tarafından doldurulur ve hücre sınırları belirli bir ölçüde yok olur. (Bakınız Şekil -9) Yüzeysel olarak bakıldığında zarar tam olarak görülemeyebilir ve çoğu durumda da mekanik özelliklerde de fark edilir bir düşüş olacaktır.
Gerilim (veya Stres) Korozyonu
Metallerin dışarıdan yük uygulanması veya soğuk haddelemeden kalan dahili gerilimleri nedeniyle bazı çevre koşullarında oluşan bir korozyon tipidir. Oluşan çatlama, taneler arası veya taneler üzeri veya her ikisinin bir kombinasyonu şeklinde olabilir. Çatlamaya yol açan gerilimin büyüklüğü korozyona yol açan ortama ve baz metalin yapısına göre değişir.
Gerilim korozyonu birçok metalde oluşabildiğinden dolayı çok önemli bir korozyon tipidir. Aşağı yukarı tüm metaller gerilim korozyonu açısından etkilenseler de, bir metal için çatlak veya kırık oluşturan bir durum doğal olarak diğer metali aynı şekilde etkilemeyebilir. Bu nedenle tam olarak nerede oluşacağını da kestirmek güçtür. Çeliğin içinde bulunan nitrojen, çeliği bazı nitrat çözeltileri içinde gerilim korozyonu çatlağına eğilimli kılar.
Alüminyum içeren çelikler, alüminyumun nitrojenle reaksiyona girerek alüminyum nitrat oluşturmasından dolayı gerilim korozyon çatlağına daha dayanıklıdır. Bazı paslanmaz çelikler, sodyum klorit gibi, kalsiyum klorit gibi klorit içeren ortamlarda gerilim korozyon çatlağına daha duyarlıdırlar. Gerilim korozyon çatlağı problemi östenitik çeliklerin klorit içeren ortamlarda kullanılmasıyla ortaya çıkan bir problemdir. Şekil - 10 'da 304 kalite bir östenitik paslanmaz çeliğin gerilim korozyonu çatlağı görülmektedir.
Ferritik paslanmaz çelikler, gerilim korozyon çatlağı problemine östenitik veya martensitik paslanmaz çeliklerden daha dayanıklıdır. Gerilim korozyon çatlağı malzemenin mekanik özelliklerini belirgin bir şekilde düşürür. Bazı korozyon tiplerinin malzemenin mekanik özelliklerine olan etkisi Tablo-3 'de görülmektedir.
Tablo - 3: Bazı Korozyon Tiplerinin Malzemenin Mekanik Özellikleri Üzerindeki Etkisi |
|||||
Korozyon Tipi |
Ağırlık Kaybı (%) |
Nüfuz Etme Derinliği (%) |
Özelliklerindeki Kayıplar (%) |
||
Kopma Muk. |
Akma Muk. |
Uzama |
|||
Düzgün |
1 |
1 |
1 |
1 |
1 |
Çekirdeklenme |
0,7 |
5 |
7 |
5 |
15 |
Taneler arası |
0,2 |
15 |
25 |
20 |
80 |
Gerilim |
0,1 |
100 |
100 |
100 |
100 |
|
|
Galvanik Korozyon
İki metalin korozyon oluşturamaya yatkın bir ortamda birbirleriyle teması sonucunda, temas ettikleri yerdeki ara yüzeyde oluşur.